LOTR ORTA DUNYA RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Fangorn' un derinlikleri

Aşağa gitmek

Fangorn' un derinlikleri Empty Fangorn' un derinlikleri

Mesaj tarafından Valanimoth Meneldur Perş. 28 Ağus. 2008, 16:08

Kadim ağaçların arasından zorlukla geçen gün ışığının, ağaçların kıvrımlarıyla oynadığı oyunlar korkutucuydu. Güneşin tepede olduğu saatlerde bile ormanın bu tarafı karanlıklar içindeydi. Gölgelerin içinde hızlı adımlarla yürüyen Meneldur, iki gün ve iki gecedir yürüyordu. Arada sadece yemek için durmuş ve yoluna devam etmişti. Aslında acelesi yoktu; ama yürümeyi severdi ve pek yorulmazdı. Hele de böyle hayat dolu bir ormanda, onlarca kilometre koşabilirdi.

Ağaçların kendi aralarında fısıldadıklarını duyuyordu. Birçoğu Meneldur'un farkına bile varamayacak kadar derin uykudaydı. Arada bir kıpırtı gördüğünde, bunun bir hayvan mı, yoksa entlerden biri mi olduğuna bakmak için duruyordu. Fakat henüz hiçbirine rastlamış değildi.
Bir iki saat kadar sonra yolunun daha aydınlandığını farketti. Bu iyiydi, demek ki çok yaklaşmıştı. en fazla yarım saatlik yolunun kaldığını tahmin ediyordu.

Oraya varmadan önce birşeyler yemesi gerektiğini düşündü. Yapacağı yorucu bir işti. Çantasından çıkın torbasını çıkardı. Yola çıkmadan önce yanına bolca meyve almıştı. Elbette bu meyvelerin bozulmaması için küçük bir müdahele yapmıştı. Biraz daha karıştırınca, pek fazla dokunmadığı kurutulmuş etleri buldu. Bir parça alıp ağzına attı. Tadı güzeldi. Biraz da meyve çıkarıp iştahla yedi. Uzaktan gelen kuş sesleri ve yaprak hışırtıları eşliğinde yediği bu yemek onun için bir ziyafet değerindeydi.
Yemeğini bitirip çıkınını çantasına koyarken, ormana girdiğinden beri elini sürmediği piposuna özlemle baktı. Ama biraz daha beklemeliydi, en azından işinin bitmesini...
Asasına dayanarak ayağa kalktı. bir iki adım atmıştı ki, kendine hakim olamadı ve koşmaya başladı. Vücudundaki enerjiyi hissediyordu. Topraktan vücuduna akan ve sonra gene toprağa dönen sonsuz bir enerji...

Birkaç dakika coşkuyla koştuktan sonra yaklaşık elli adımlık bir açıklığa ulaştı. Burada hiç ağaç yoktu. Ama çimler zümrüt gibi yemyeşildi. Karanlıkta geçirdiği onca saatten sonra güneşe mutlulukla baktı. Öğle saatinde olmalıydılar. Gökyüzünün zirvesine tırmanmış güneş, ışığını dünyaya kusursuzca yansıtıyordu.
Meneldur, buraya daha önce de gelmiş olmasına rağmen, bu manzara karşısında hayranlığını gizleyemedi. Burası ormanın tam ortasıydı, Yavanna'nın dileğiyle, ilk entin hayat bulduğu yer...
Yavaş adımlarla açıklığın ortasındaki, yeşilin en yeşil olduğu, güneş ışığının çimlerin üzerinde dans ettiği bölgeye geldi. Pelerinini çıkartıp dikkatlice yere koydu. gökyüzüne doğru dönüp, seslendi:


Ey rüzgarın kartalları! Yolculuğumu tamamlamama izin verdiği için ulu Manwe' ye teşekkürlerimi iletin

Hafif bir esinti yaprakları titretti. Meneldur, derin bir nefes alıp gözlerini yumdu. Tüm benliğini kontrol etmeliydi. Yapacağı şey gerçekten çok güçtü.

Yüzüğün yeniden ortaya çıktığını öğrendiğinden beri ne yapabileceğini düşünüyordu. Aklında elbette bir fikir vardı. Üç gece önce, daha fazla beklememesi gerektiğine karar verdi. Meneldur, savaşmayı sevmezdi. Bu yüzden savaşlara veya çatışmalara katılmamayı yeğliyordu. Ama düşmanın neler yaptığını bilmek önemliydi. Aradığı kişileri hep ağaçlara sorardı Meneldur. Çünkü onlar kolay kolay unutmazdı. Ve ağaçlar çevresindeki birkaç dönümle hep iletişimdedirler. Onlar konuşmayı severler. Bazen günlerce bir konu hakkında durmadan konuşurlar. Elbette ki onları herkes duyamaz.

Meneldur da kendisine yardım edebileceklerini biliyordu. Fakat bu bir-iki dönüm araziyi araştırmak kadar kolay değildi. Bu yüzden Meneldur buraya, Arda'nın en kudretli ağaçlarının ormanına gelmişti.
Yavaşça açtığı gözleri, kararlılıkla parlıyordu. Asası Seregorm'u kaldırdı ve tek hamleyle toprağa otuz santim kadar batırdı. Asada belirgin bir parlama vardı. Meneldur asasını iki eliyle kavradı. O anda parıltı Meneldur'un vücuduna da yayıldı. Gözlerindeki yeşillik şimdi çimenleri bile kıskandırırdı.
Asanın durumu ise çok daha ilginçti. Arada bir asanın pürüzsüz yüzeyinde bir tomurcuk beliriyor ve sonra yok oluyordu. Aradan bir dakika geçince Meneldur titremeye başladı. Bu daha uzaklara baktığını gösteriyordu. Fangorn'u araştırmak kolaydı. Çünkü burada ağaçları birbirine bağlayan başka bir güç vardı. Ama dışardaki ağaçlara ulaşmak Meneldur'u çok zorluyordu.

Bir süre sonra titremesi azaldı; fakat hemen ardından daha beter bir hal aldı. Arada bir yüzünde memnuniyet veya hüzün ifadeleri beliriyordu. Bunlar aldığı bilgilerin sonucu olmalıydılar.
Meneldur artık kendini fazla zorlamaya başlamıştı. Orta Dünya'nın doğusuna kadar ulaşmıştı. Elbette Ak divan'a ulaşamazdı; çünkü orası bildiği bütün büyülerin koruması altındaydı.

Daha fazla dayanamayacağını anladığında elini asasından çekti. Başı dönüyordu. Çevresine bakmaya çalıştı; fakat güneş ışıkları gözlerine batıyordu. Ayakları, bedenini kaldıramayacak kadar yorgundu. Asasına uzanmaya çalıştı; ama dayanamayıp yere yığıldı


En son Valanimoth Meneldur tarafından C.tesi 30 Ağus. 2008, 13:40 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Valanimoth Meneldur
Valanimoth Meneldur
Isengard Büyücüsü
Isengard Büyücüsü

Mesaj Sayısı : 78
Kayıt tarihi : 27/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Fangorn' un derinlikleri Empty Geri: Fangorn' un derinlikleri

Mesaj tarafından Valanimoth Meneldur C.tesi 30 Ağus. 2008, 13:46

Kendine geldiğinde gördüğü ilk şey yeni doğan güneşin ışıkları oldu. Bir sonraki günün şafağında olmalıydı. Daha da uzun süre baygın kalmış olmadığını umuyordu.
Kafası çatlayacak gibiydi. Bir süre yerinden kalkamadan öylece yattı. Kalkması gerektiğini düşündüğünde, ormana girdiğinden beri hissettiği o enerji gene kendisini sardı. Sanki toprak onu iyileştirmek istiyordu.

Yerinde doğrulurken bacaklarının tutmayacağından emindi. Fakat yere bastığı an bacaklarının sandığından daha güçlü olduğunu anladı. şaşkınlıkla çevresindeki ağaçlara bakındı.
Gene de oldukça yorgundu. Dönüş yoluna davranmadan önce bir şeyler yemeliydi.
Çantasındaki meyvelerin çoğunu tüketti. Sonraki günler daha az yiyebilirdi fakat şuan yemeğe gerçekten ihtiyacı vardı.
Yemeğini bitirdikten sonra kalkıp asasını topraktan çıkardı.
Asasını sapladığı yerde derin bir çukur vardı. Orası için üzüldü; fakat bu savaş için bir kaç bitkinin kaybı pek de önemli sayılmazdı.
Çantasını sırtına atıp oyuğa bir kez daha baktı; ama orada değildi. Bu ormanı koruyan bir güç olduğunu biliyordu; ama burası tam anlamıyla sihirliydi.Gülümseyerek geldiği yoldan ormana daldı.
Valanimoth Meneldur
Valanimoth Meneldur
Isengard Büyücüsü
Isengard Büyücüsü

Mesaj Sayısı : 78
Kayıt tarihi : 27/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz