Nöbetçi Karargahı

tarafından **Elessar** Çarş. 20 Ağus. 2008, 00:03

Elessar sınırda ki nöbeti devredince karargaha dönmüştü.Karargah büyük bir ağacın üst dallarında bulunan bir yapı idi.Ağacın altına gelince parolayı söledi.Biraz sonra yukardan bir ip sarkıtılmıştı.Keskin elf gözleri dışında görmek pekde mümkün değildi bu ipi.Orman Elfleri yıllardır yaptıkları işler de ormanın renklerini işlemeyi öğrenmişlerdi.Nöbetçiler de böyle pelerinler giyiyordu ve bu pelerinler sayesinde düşmanlarının gözlerinden kolaylıkla kaçıyorlardı.Elessar yayını omzuna astı ve ipi kavradı.Bir dakika içinde ağacın tepesindeydi.İpi sarkıtan elf ile biraz konuştukdan sonra ilerledi.İlerlerken gözleri diğer muhafızlara kayıyordu.Kimisi uyuyordu.Kimisi arkadaşları ile konuşuyordu.Uyanık olanlar o geçerken başları ile selam veriyordu.Elessar da yorgun bir şekilde selamlarına karşılık veriyordu.Kendi yatağına geldi.Yatak dediğide yere terilmiş bir çarşafdan ibaretti.Kılıcını kını ile beraber belinden çıkarıp yatağın yanına koydu.Yay ve sadağın ise diğer yanına.Yavaşça yere çöktü.Bütün gün ayakta beklemekden ayakları sızlıyordu.Kasları ise her zaman tetikde beklemenin verdiği o gerginliği yaşıyordu.Nehire girmeyi düşündü.Su her zaman kaslarını rahatlatmıştı.Ama uykusu vardı ve kendinde nehire gidecek gücü görmüyordu.Zırhını çıkardı yavaşca.Yere koyarken metalin şıngırtısını duydu.Şimdi biraz karnını doyurması gerekiyordu.Olduğu yerden kalktı ve ağacın öteki tarafına doğru yürüdü.Erzakların bulunduğu yere çöktü.Biraz ekmek biraz peynir ve elflerin özel içeceği.Sıradan nöbetçi yemeği işte.Gerçi bazen et yedikleri de olurdu.Ama bu genelde erzağın yeni geldiği zamanlarda olurdu.İçeceğin hoş bir tadı vardı.Kokusu çicek gibiydi.Karnını doyurdukdan sonra yavaşca yatağına doğru yol aldı.Gün doğarken nöbet yerinde olması gerekiyordu.Yatağına minnet ile baktı.Daha yastığa değmeden uyumuştu.Rüyasında bilmediği bir yeri denizin ötesini görüyordu.Manwe'nin salonlarını...

tarafından **Elessar** Çarş. 20 Ağus. 2008, 14:01

Uyuyordu...Ama uyukusunda bile denizin kokusunu hissedebiliyordu.Kaç insan ömrü olmuştu buraya geleli.Ama şikayet etmiyordu.Onun tek bir görevi vardı.Ölmeden öldürebildiği kadar goblin ve ork öldürmek.Orklar.Onların hepsi büyük savaşta ölmemiş miydi.Efendileri göçünce onlarda göçmemiş miydi.Yüzük savaşını hatırladı.Elf'lerin kandırılışı .Gil-galad ve Elendili.Efendi Elrond'u.O savaştan nasıl sağ çıktığına hala inanamıyordu.Sauron'u hatırladı.Topuzunu bir savurması ile bir bölük askeri öldürmesini hatırladı.Boru sesi ile kendine geldi.Nöbet yerlerine gitmeleri gerektiğini haber veriyordu bu boru.Silahlarını kuşandı.Cephanelikden biraz ok aldı ve sadağını doldurdu.Sonra erzak deposuna yol aldı.Heralde gece o uyurken merkezden yiyecek gelmişti.Biraz kurutulmuş et ve ekmek aldı.Matarasınıda elf içeceği ile doldurdu.Ağacın kenarına doğru ilerledi.İpin başında bekleyen Elf'e selam verdi.İpden aşapı kaydı usulca.Dünkü ağacım yolunu tuttu.Orman daha ne kadar güvende kalırdı bilmiyordu.Elf'ler sayıca azalıyor , Goblinler ise her geçen gün artıyor gibiydi.İçinden bir ses Elf'lerin sona yaklaştığını sölüyordu...

Remorseless sessiz ormanda ilerliyordu yavaş adımlarla,bakışlarıyla etrafı kontrol ediyordu.Orman herzamanki sessizliği içindeydi ve sakinliğini koruyordu.Her zaman huzur verici bulmuştu bu ormanı,huzuru severdi... Kim bilir kaç kişi ölmüştü bu ormanın sakinliğinde kendini kaybeden,bunları düşündükçe kafası karışıyordu fazlasıyla.Bakışlarını gökyüzüne yöneltti,masmavi gökyüzü ormanın sessizliğiyle uyum içindeydi.Remorseless yorulmuştu yürümekten ama umursamıyordu bunu.Omzunda taşıdığı oklarına baktı,her zaman hoşuna gitmişti oklar,canı sıkılıyordu nöbetçi karagahından fazla uzaklaşmıştı.Korkmuyordu hiç birşeyden,boynundaki kolyesini ttu bir eliyle yüzünde hafif bir tebessüm olmuşmuştu.Çok gülümsemezdi Remorseless,bu tebessümüne eşlik ediyordu bekışlarındaki acı... Babasını hatırladı,gözlerinin önünde öldürülmüştü babası bir okla... Remorseless'in yüzündeki tebessüm kayboldu birden ve bakışlarındaki acı içindeki nefretle birleşmişti.Kolyesindeydi bir eli hala,hafif bir rüzgar esmeye başlmıştı rüzgar uçuşturuyordu Remorseless'in siyah saçlarını.Karargaha dönmeye karar vermişti,bu kadar uzaklaşması iyi olmayabilirdi.Ağaçların arasına girdi o sırada bir ses duydu,yalnız değildi.Yürümeyi bıraktı durdu bulunduğu yerde.Yavaşça çevirdi başını etrafına baktı kimse yoktu görünürde,tedirgindi bakışları Remorseless'in."Ormanda yaşayan hayvanlardan biridir..." diye geçirdi içinden ve yürümeye devam etti.Bir süre sonra ağaçların üzerinde görünmüştü nöbetçi karagahı.Keskin bakışlarıyla tekrar kolaçan etti etrafı ve sonra bir ağacın yanına gitti,karagaha çıkmayı düşünmüyordu.Oklarını ve yayını ağaca yasladı ve oturdu.Etrafı izliyordu yorgundu,birkaç gündür uyumuyordu,uyumayı sevmezdi fazlada uyumazdı bu yüzdende umursamıyordu bunu.Bakışlarını gökyüzüne yöneltti ve bulutları izlemeye başladı...

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 13:03

Elessar nöbetten sonra karargaha doğru ilerdiyordu.Kılıcın da ki ufak çentiği halletmesi gerekiyordu.Ağaçlar altında yürüken haifi Elf adımları nerdeyse hiç ses çıkarmıyordu.Karargahı görmüştü en sonunda.Ama altında oturan biri vardı.Yavaşca yaklaştı.Remorseless.Bu kızın asker olması hep Elessara ilginç gelmişti.Ama iyi bir okçu olduğunuda kabul ediyordu Elessar.

Selam olsun Lorien Muhafızına

Remorseless'in bakışları gökyüzündeydi,bir sürü düşünceyle doluydu kafası."Selam olsun Lorien Muhafızına" sesiyle irkildi birden.Biri bozmuştu sessizliği,bu sesi tanıyordu.Remorseless bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi.Elessar'dı karşısında duran kişi,büyük ihtimalle nöbetten geliyordu.Remorseless'e hep farklı gelirdi Elessar diğer elflerden.Bu sefer Remorseless bozdu sessizliği

-Nöbetten geliyorsun sanırım...

dedi Remorseless.Kimseyle konuşmazdı genelde,kendisiyle konuşmaya çalışsanları terslediği de olurdu Remorseless'in ama Elessar hiç ters anlarına gelmemişti.Güneş ışığı gözlerine geliyordu,hafifçe kıstı gözlerini rahatsız ediyordu ışık onu,karanlığı severdi Remorseless.Ormanın bazı yerleri olurdu ki güneşin en tepede olduğu zaman da bile karanlık olurdu buralar.Ağaçların çok sık olduğu bu yerlerde olurdu genelde Remorseless,sessiz,karanlık ve huzurlu... Elessar'a baktı ve

-Nasılsın?

dedi.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 13:20

-Nöbetten geliyorsun sanırım...

Elessar evet anlamında başını salladı.

-Nasılsın?

Elessar hiç dercesine omzunu silkti.

Karşına hiç goblin çıkmamış bir sınır muhafızı nasıl olursa öyleyim.

dedi.Sanki yıllar onu öldürmeye alıştırmıştı.Korkarak fark etti bunu.Oysa eskiden yaşayan her şeye sevgi duyardı.Şimdiyse tek işi öldürmekti.Ve bunu yapmayınca kendini boşlukta hissediyordu.

Remorseless'in bakışları Elessar'daydı.Elessar evet anlamında salladı başını,belliydi zaten nöbetten geldiği.Remorseless onu ne zaman karargaha geldiğini görse Elessar nöbetten gelmiş oluyordu.Remorseless ise nöbetler dışında kimsenin onu bulamadığı yerlerde olurdu... Karargahta durmazdı genelde."Karşına hiç goblin çıkmamış bir sınır muhafızı nasıl olursa öyleyim" dedi Elessar.Remorseless biraz şaşkın bakışlarını yöneltti Elessar'a.Remorseless çok zor durumda kalmadıkça,gerekli olmadıkça öldürmezdi kimseyi,canlılara karşı bir saygısı vardı, yaşamalıydı canlılar.Belki de küçük yaşta ölümle tanıştığı içindi bu düşüncesi,ölümsüzler nasıl anlayabilirlerdi ki yaşamanın nasıl birşey olduğunu.Elessar'ın bakışlarından belliydi öldürmeyi çok normal birşey olarak gördüğü... Acımasızlıktı belki de bu.Remorseless'de askerdi ama onun gibi başka biri yoktu karargahta,öldürmeye karşı olan.Soğuk bir kızdı zaten gerekmedikçe konuşmazdı kimseyle,kimse de onunla... O sırada bir kelebek farketti uçan beyaz bir kelebek.Kelebekleri düşündü birden birkaç günlüm yaşamları vardı.Remorseless Elessar'a baktı,kelebek omuzunun hizasındaydı Remorseless'in ve sonra ani bir hareketle yakaladı kelebeği avucunu kapattı ve Elessar'a avucunu açtı yavaşça

-Neden bunu isterler ki?

dedi avucunun içinde yan yatmış kelebeği gösteriyordu Elessar'a.Acımasızlıktı öldürmek,gerekiyordu belki de ama Remorseless yine de karşıydı...

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 13:37

Elessar kıza üzgünce baktı.Haklıydı bir yanda ama Elessarı'n işi buydu.Aldığı emirler vardı.

Biz onları öldürmezsek onlar bizi öldürür Remorsless.Anlıyor musun?Bazılarının yaşaması için bazılarının ölmesi gerek.Onların yaşaması için sen ölmek ister miydin.Dünya'yı karanlığa bırakmak ister miydin?

Yıllar Elessarı acımasızlaştırmıştı anlaşılan.Denizin ötesine geçmek için daha ne kadar beklemesi lazımdı.Bu sürgün ne zaman bitecekti.Manve'nin salonlarını hatırladı.

Remorseless elindeki kelebekten Elessar'a çevirdi bakışlarını.Elessar'in bakışlarında üzgünlük vardı,Remorseless sezmişti bunu.Remorseless karşıydı öldürmeye ama diğer şekilde düşünüldüğü zaman da Elessar haklıydı,yaşamaları için mücadele ediyorlardı,aydınlık için... "Biz onları öldürmezsek onlar bizi öldürür Remorseless.Anlıyor musun?Bazılarının yaşaması için bazılarının ölmesi gerek.Onların yaşaması için sen ölmek ister miydin.Dünya'yı karanlığa bırakmak ister miydin?" demişti Elessar.Remorseless'in aklındaydı babası aydınlık için ölmüştü,acı çekiyordu Remorseless onu her hatırladığındı sıkıca kapattı gözlerini,küçüktü o zamanlar hayattaki tek varlığı olan babasını kaybetmişti,annesini zaten bilmiyordu... Babası ve babası gibi aydınlık için ölenleri hatırladı,hiç aklından çıkmıyordu ki bunlar zaten,belki de burada olmasının,asker olmasının en büyük hatta tek nedeniydi onlar... Gözlerini açtı,gerçekler güzel değildi ona göre...

-İki tarafta kaybediyor zaten... Herneyse aydınlık için mücadele etmek için burdayız

dedi söyleyebilecek birşey bulamıyordu.Ölüm ve yaşam arasında kalmıştı Remorseless,ölümden dönmüştü birkaç kez.Acı çekiyordu yansıyordu bu bakışlarına... Bakışlarını kelebeğe yöneltti,kısık gözleriyle bakıyordu beyaz kelebeğe ve kısa bir süre sonra kelebek yavaşça hareket etmeye başlamıştı,bir süre sonra uçtu gökyüzüne doğru...

-Mücadele etmeliyiz aydınlık için... Nöbetin nasıl geçti?

dedi turkuaz gözleri Elessar'daydı.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 13:54

-Mücadele etmeliyiz aydınlık için... Nöbetin nasıl geçti?

Sıkıcı.Dün güzeldi ama 10 tane goblinle hoş vakit geçirdim.Biraz ok biraz kılıç oyunları.Ama işin kötü yanı ne biliyor musun?Goblinler oyunlardan çabuk sıkılıyor.Hemen bitiyor.Sanırım ork'ları dört gözle bekleyeceğim.Hatırladığım kadarıyla onlar daha iyiydi.

Büyük savaşta ki ciyaklayan orkları hatırladı.Özlemişti onları.

Remorseless Elessar'a bakıyordu "Sıkıcı.Dün güzeldi ama on tane goblinle hoş vakit geçirdim.Biraz ok biraz kılıç oyunları.Ama işin kötü yanı ne biliyor musun?Goblinler oyunlardan çabuk sıkılıyor.Hemen bitiyor.Sanırım ork'ları dört gözle bekleyeceğim.Hatırladığım kadarıyla onlar daha iyiydi." demişti Elessar.Remorseless'in nöbetleri genelde hep sakin geçerdi.Artık birşey söylemeyecekti ölüm konusunda zaten biliyordu Elessar Remorseless'in öldürmeye karşı olduğunu

-İyilerdir... Benim nöbetlerim hep sıkıcı o zaman sana göre

demişti.Remorseless oklarına baktı,şimdiye kadar hiç kullaması gerekmemişti onları.Kılıcını da taşımıyordu yanında bu onun için kötü olabilirdi ama taşımıyordu yinede.Hafifiçe gülümsedi Elessar'a

-Yorgunsundur nöbetten geldin,oyalamıyım seni...

dedi.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 14:23

-Yorgunsundur nöbetten geldin,oyalamıyım seni...

Elessar sinirlice güldü.

Aslında hiç yorgun değilim bütün gün oturdum.Ama kılıcım da bir çentik var onunla ilgilenmem lazım.
Elini çıkınına attı.Bileğ taşı arıyordu ama yoktu.

Sende bileğ taşı var mı?Benimkini kavbettim sanırım.

Remorseless oklarına bakıyordu o sırada "Aslında hiç yorgun değilim bütün gün oturdum.Ama kılıcım da bir çentik var onunla ilgilenmem lazım." demişti Elessar.Remorseless bakışlarını oklarından Elessar'a çevirdi.Elessar çıkınında bileği taşını arıyordu ama yüzünden bulamadığı anlaşılıyordu."Sende bileğ taşı var mı?Benimkini kavbettim sanırım." demişti Elessar.Remorseless oklarının bulunduğu yere baktı,oklarının içinde koyduğunu hatırlıyordu en son ve taşı çıkardı,Elessar'a uzattı

-Bu senin olsun bende birkaç tane daha var...

dedi ve sonra ayağa kalktı.Oklarını aldı,yayını omzuna taktı ve Elessar'a döndü

-Ben biraz dolaşıyım,istersen sen de gel...

dedi,sıkılmıştı oturmaktan alışkın değildi bu kadar süre hareketsiz durmaya.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 14:39

-Bu senin oldun bende birkaç tane daha var...

Taşı alırken teşekkür etti Elessar.

-Ben biraz dolaşıyım,istersen sen de gel...

Uykusu yoktu,yorgun değildi,karnı da aç değildi.Üstelik ormanda gezmeyeli uzun zaman olmuştu.

Şeref duyarım

dedi.

Remorseless elini boynuna götürdü,kolyesi boynundaydı.Bir an için korkmuştu onu kaybetti diye.Kolye babasından Remorseless'e kalan ve onun en önemsediği şeydi.Elessar teşekkür etmişti Remorseless'e.Remorseless birşey değil dercesine baktı Elessar'a ve gülümsedi.Remorseless uzun zamandır ilk defa bugün gülüyordu nedenini anlayamıyordu."Şeref duyarım" demişti Elessar.Remorseless,Elessar'a baktı ve

-Ormanda sevdiğin bir yer var mı?Uzun zamandır gezmiyorsun sanırım,hep nöbet tutuyorsun...

dedi.Elessar'ı ne zaman görse ya nöbet tutuyordu ya da nöbetten geliyordu bu yüzden uzun zamandır ormanda dolaşmadığını düşünüyordu Remorseless.Hava çok güzeldi,aşırı sıcak değildi.Sevmezdi Remorseless aşırı sıcak havaları... Güneş ışıkları ağaçların arasında kayboluyordu.Gökyüzüne baktı Remorseless çok güzeldi gökyüzü,ormanla uyum içindeydi.İçinde uzun zamandır bulunan huzursuzlukta yoktu şu anda.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 17:14

-Ormanda sevdiğin bir yer var mı?Uzun zamandır gezmiyorsun sanırım,hep nöbet tutuyorsun...

Elessar uzun zamandır ormanda gezmiyordu.

Sen bana rehber ol

dedi kısaca.

Remorseless kolyesini bıraktı ve indirdi elindi.Etrafta göz gezrdi ve sonra tekrar Elessar'a çevirdi bakışlarını "Sen bana rehber ol " demişti Elessar.Remorseless'in aklına bir yer gelmişti,onun çok hoşuna gittiği bir yerdi ama Elessar'ın hoşlanıp hoşlanmayacağını bilemiyordu.Remorseless yavaş ve sessiz adımlarla yürümye başlamıştı

-Sessizlikten hoşlanır mısın?

dedi bakışlarını Elessar'a çevirip.Aklına gelen yer fazlasıyla sessiz bir yerdi,biraz uzaktı ama Remorseless'e göre yürümeye değer bir yerdi.Zaten yürümeyi,ormanda dolaşmayı severdi Remorseless.Ormanları her zaman huzur verici bulmuştu.Onun soğuk kişiliğine uyumlu yerlerdi.Özellikle de sessiz olmaları...

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 17:26

-Sessizlikten hoşlanır mısın?

Elessar bunun pekde fena bir fikir olmadığını düşündü.Uzun yıllardır çatışmaların gürültüsünden başka bir şey duymamıştı kulakları.Güneş dumanlı dağların zirvesini süslerken ağır adımlarla ilerledi.

Sanırım biraz sessizlik bana eski günleri hatırlatabilir.

Remorseless'in ölüm ile ilgili sözleri etkilemişti onu.Sessiz ve mutlu günleri hatırlamakta zorlanıyordu artık.

Remorseless ileriye bakıyordu bir yandan da Elessar'a."Sanırım biraz sessizlik bana eski günleri hatırlatabilir." demişti Elessar.Remorseless o sırada ağaçta duran bir ok gördü,kendi okuydu bu.Elessar'ı götürdüğü yeri kaybetmemek için işaret olarak kullanmıştı bu oku.Elessar'a çevirdi bakışlarını

-Umarım seversin görünce

dedi ve bakışlarıyla işaretlediği ağacı gösterdi

-Bu ağacın yanından geçicez biraz yürümemiz gerekiyor ama buna değer...

dedi.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 17:37

-Bu ağacın yanından geçicez biraz yürümemiz gerekiyor ama buna değer...
Elessar önemli değil dercesine elini kaldırdı.

Yürümeyi severim Remorseless.

Remorseless yanlış bir yere gitmemek için etrafta göz gezdiriyordu.Hiç karıştırmazdı hatta bir kez gittiği bir yeri hafızasına kaydederdi ama bu sefer tek başına değildi bu yüzden de dikkat ediyordu buna.Elessar önemli değil dercesine elini kaldırdı,Remorseless hatırlıyordu bu ağaçları ama yol ona daha kısa gelmişti bu sefer.Belki de tek başına olmadığı içindi... "Yürümeyi severim Remorseless." demişti Elessar.Remorseless bakışlarını Elessar'a çevirdi

-O zaman sorun yok

dedi ve tekrar ağaçlara bakmaya başladı.Bir süre sonra ağaçların çevrelediği,güneşe rağmen fazla aydınlık olmayan bir yere gelmişlerdi.Aslında bulundukları yer karargahtan oldukça uzaktı ve her yer görünüyordu buradan,sanki ağaçlar bilerek çekilmişler ve gözcülük yapılabilsin diye büyük bir ara bırakmışlardı.Remorseless büyük,yaşlı ağacın yanına geldi,uçuruma benzer bir yerdi burası ama çok sessizdi ve manzarası çok hoşuna giderdi Remorseless'in

-Buraya bak istersen...

dedi ve sonra bakışlarını Elessar'a yöneltti.

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 18:01

Elessar yavaşça Remorseless'in yanına ilerledi.Güzel bir manzara vardı burda.Kendini manzaraya bırakmak için silahlarını çıkardı ve yere bıraktı.Şimdi normal bir Elf gibiydi.Silahsız.Kendini çimenlerin üzerine bıraktı altın güneş ışıkları yıkıyordu Elessarı.

Uzun zamandır bu kadar huzur dolu bir yerde olmamıştım Remorseless

dedi minnetle.

Remorseless'in bakışları Elessar'daydı.Fazla aydınlık olmadığı için bulundukları yer gözleri parlamaya başlamıştı Remorseless'in.Elessar Remorseless'in yanına doğru ilerliyordu.Elessar silahlarını çıkardı ve yere bıraktı,Remorseless'in okları ve yayı hala omzundaydı.Bakışlarını tekrar manzaraya çevirdi bir süre sonra tekrar Elessar'a baktı,Elessar çimenlerin üzerinde yatıyordu."Uzun zamandır bu kadar huzur dolu bir yerde olmamıştım Remorseless" demişti Elessar.Remorseless'in yüzünde hafif bir tebessüm belirmişti

-İlk defa tek dolaşmıyorum eşlik ettiğin için teşekkür ederim Elessar...

demişti.İlk defa biriyle dolaşıyor ve bu kadar konuşuyordu.Remorseless'i tanıyanlar gülümsediğini görseler çok şaşırırlardı.Remorseless ilk defa birisine gülümsüyordu böyle...

tarafından **Elessar** Perş. 21 Ağus. 2008, 18:27

-İlk defa tek dolaşmıyorum eşlik ettiğin için teşekkür ederim Elessar...

Elessar gözlerini kapattı ve kendini doğaya bıraktı.Bir muhafız gibi davranmıyordu.Burası güvenli bir bölge değildi.Ama Elessar pekde umursamıyordu şuan tehlikeyi.Doğa onu gevşetmişti.

Benim için bir şeref ama buralar tehlikeli olabilir Remorseless

dedi kısık bir sesle.

Remorseless omzundaki yayı ve oklarını yanında duran ayaca yasladı,yere bıraktı ve sonra manzaraya baktı.Bazen bu manzara karşısında unutuyordu herşeyi;çektiği acıları,zamanı... Ama gerçeklere döndüğü zaman daha büyük bir üzüntü kaplıyordu içini.Elessar'a doğru ilerledi ve çimenlerin üzerine oturdu ve sırtını bir ağaca yasladı.İçinde kötü bir his oluşmuştu.Nedenini bilmediği kötü bir his... Remorseless'in içinde kötü bir his oluştuğu zaman kötü birşey olurdu genelde ama bu sefer bu hissi umursamamaya çalışıyordu."Benim için bir şeref ama buralar tehlikeli olabilir Remorseless" demişti Elessar ve haklıydı.Remorseless keskin bakışlarıyla göz gezdirdi etrafta,ormanlar tehlikelerle doluydu.Remorseless daha önce bir tehlikeyle karşılaşmamıştı burada ama belki de şanslıydı o zamanlar.

-Haklısın... Ama bazen bu sakinlik için düşünmüyorsun tehlikeleri

dedi Elessar'a.

Nöbetçi Karargahı

Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı

Geri: Nöbetçi Karargahı