LOTR ORTA DUNYA RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Minas Tirith' e doğru

Aşağa gitmek

Minas Tirith' e doğru Empty Minas Tirith' e doğru

Mesaj tarafından Valanimoth Meneldur Salı 02 Eyl. 2008, 22:41

Güneş gökyüzünde azimle yükselirken gölgeler derinlere kaçıyordu. Çok sevdiği güneşi karşılamak Meneldur'u memnun etmemişti. "Eğer karanlık işlerle uğraşıyorsanız, karanlık iyidir". Meneldur'un içinde bulunduğu duruma, bu eski cüce deyişinden daha uygun ne söylenebilirdi ki?
Alatriel' i gerisinde bıraktığından beri üç şafak görmüştü Meneldur. Hepsinde de aynı tatsız düşünceleri geçirmişti aklından: Birinin onu görebileceği...

Isengard'dan beri sadece iki kez mola vermişti. Yemeğini çoğunlukla yürüyerek yemiş, molalarından birinde az da olsa uyumuştu. Yolda rastladığı bazı hayvanlardan kendisini taşımalarını istemiş, ikisi onu kabul etmişti. Bunlardan ilki, en az üç metre uzunluğunda kapkara bir ayıydı. Meneldur'un isteği karşısında ondan yiyecek istemiş, Meneldur da bu isteği fazlasıyla yerine getirmişti. İkincisi ise Asil görünüşlü, kahverengi, tertemiz bir attı. Meneldur onu görünce Rohan atlarının soyundan olduğunu anladı.
Meneldur sakince yanına yaklaşırken, huysuz davranmıştı. Ama kaçmadı, gizlemeye çalıştığı bir ilgiyle yaklaşmasını bekledi. Yanına varıp kulağına doğru kendi dilinde fısıldadığında bir şaşkınlık kişnemesi koyuverdi.

Daha önce hiçbir iki-ayaklı onunla konuşmamıştı. Karşılaştığı bazı iki-ayaklılar ona bakarak anlamsız sesler çıkarmış karşılık vermeyince de sırtına bilmediği bir "şey" koymaya çalışmıştı. Tabi hemen kaçmıştı; çünkü daha o küçük bir tay iken, soydaşlarının o "şey"i taktıklarını görmüştü. iki-ayaklılar o "şey"in üzerine oturuyorlar ya da sırtlarındaki torbaları yüklüyorlardı.
Bazı iki-ayaklılar ise çok daha kötüydü. Bunlar diğerlerinden daha çirkindi. Onlardan gördüğünde hiç beklemeden kaçardı; çünkü onlar arkandan sivri-parlak-sopalarıyla koşarlardı.
Bu iki-ayaklı ise diğerlerinin aksine yanına yaklaşıp, ona "şey" takmaya çalışmamıştı. Demek ki bu iyi bir iki-ayaklıydı. Ona güvendi ve selamına karşılık verdi.

Meneldur'un bu atı kandırması hiç de zor olmamıştı. Zeki bir hayvandı; ama merakına yenilmişti. Kendisini taşıması karşılığında hiçbir şey talep etmemiş, sadece ardı arkası kesilmeyen sorular sormuştu. Meneldur önce ona iki-ayaklıları anlattı. (Meneldur, at kendisine böyle hitab ettiğinde, içten bir kahkaha atmıştı) Ardından eğerleri ve at arabalarını...

Tüm gece süren konuşmanın ardından üçüncü şafağı birlikte görmüşlerdi. Dikkat çekmemek için attan inmiş, yürümekteydi. Atı bırakmak istememişti. İyi bir yol arkadaşıydı. Üstelik at da onu bırakmak istemiyor gibiydi.

Meneldur'un arkasından gelen at, bir süredir konuşmuyordu. Sessizlik içinde geçen bir sürenin ardından Meneldur bir takım sesler duymaya başladı. Dikkatli dinleyince bunun insan sesi olduğunu anladı. Seslerini anca duyabildiğine göre en çok beş dakikalık mesafede olduklarını tahmin etti. Doğudan esen rüzgarı da hesaba katınca, seslerin Meneldur'a ulaşabilmek için daha yakından gelmeleri gerekiyordu.
Oyalanmadan yolun kenarına gizlendi. Ata da kendisini takip etmesini söyledi. Beklemeye başladı. Yeterince yaklaştıklarında, ne konuştuklarına kulak kabarttı.
Köylerin güvenli olmadığından bahsediyorlardı. Orklar şehirden uzak köyleri rahat bırakmıyorlardı. Adamlardan kalın sesli olanı, iki ailenin daha kaleye sığındığını söyledi.Nedendir bilinmez, Meneldur bu haberi duyunca hafifçe gülümsedi.
Onların uzaklaşmalarını bekledikten sonra saklandığı yerden çıkıp yola devam etti. At ise onun kafasının başka yerlerde olduğunu anlamıştı ki sessizliğini bozmadan arkadan geliyordu.

Güneş en tepeye yerleştiğinde. Doğu Yolu'na oldukça yaklaşmıştı. Ata, artık uzaklaşmasını, eğer kaleden çıkabilirse onu bulacağını söyledi. Orkların, atı görmesini istemiyordu.

Onun koşup bir nokta haline gelene kadar uzaklaşmasını izledikten sonra, yoluna devam etti. Çok geçmeden Doğu Yolu'na çıkmıştı; fakat yol boştu. Orklar geç kalmış olabilirler miydi? Ya da daha kötüsü yakalanmış ve kiminle buluşacaklarını söylemişlerse... O zaman şehre girmek için hiçbir şansı kalmazdı.

Tam kafasında en kötü senaryoları oluştururken arkasından bir ses işitti. Asasını kaldırıp arkasına baktığında bir orkun ağaçların arasından çıkıp ona doğru yürüdüğünü gördü. Arkasında biri daha vardı.
Öndeki Meneldur'un yanına gelip olabilecek en kaba selamı verdi ve:


Emrinizdeyim
dedi.
Meneldur'un soru soran bakışlarının ormana doğru kaydığını gören ork sorulmamış soruyu yanıtladı:


Demin iki tane şehirli insan yoldan geçti. Nog onları öldürmeyi önerdi; ama ben saklanmanın daha doğru olacağını söyledim ve arabayı na şu tarafa çektik.

Meneldur insanları nasıl olup da unuttuğuna şaşırmıştı. Orklara arabanın yerini göstermesini emretti. Sonra da topallayarak ormana dalan öndeki orku takip etti. Biraz yürüdükten sonra arabayı gördü. istediği gibi yıpranmış bir köylü arabasıydı. Memnuniyetle yaklaştığında üçüncü orkun arabanın üstünde yattığını gördü. Ork, Meneldur'u gördüğü an aşağı atladı ve çarpık dişlerini göstererek sırıttı.

Meneldur görmesi gerekeni görmüştü. Orklara:


"Yolu gözlemeye devam edin. Alatriel hanım geldiğinde onu da buraya getirin"
dedi.

Az önce orkun yattığı yere çıkarak sırtını, arabanın pek de sağlam olmayan kenarlarından birine dayadı. Planında sorun çıkmamasının hoşnutluğuyla gözlerini kapadı ve düşünde güzel şeyler görmeyi diledi.
Valanimoth Meneldur
Valanimoth Meneldur
Isengard Büyücüsü
Isengard Büyücüsü

Mesaj Sayısı : 78
Kayıt tarihi : 27/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Minas Tirith' e doğru Empty Geri: Minas Tirith' e doğru

Mesaj tarafından Valanimoth Meneldur C.tesi 06 Eyl. 2008, 13:22

Ak şehrin duvarları karşısında yükselirken Meneldur korkudan ne yapacağını bilemez durumdaydı. En az beş bin okçu, yerlerini almış ve oklarının ucunu Meneldur'a çevirmişti. Kapıdaysa süvariler beklemekteydi. Yaklaşanı ezecekmiş gibi atlarını şaha kaldırıyorlar ve atların önayaklarını yere öyle vuruyorlardı ki tüm şehir sarsılıyordu. Meneldur ise tüm bu gördüklerine rağmen ayaklarını kontrol edemiyor, her saniye bu cehenneme biraz daha yaklaşıyordu. Asasını kullanmayı denedi; ama o da elinde değildi. Şehrin duvarları üzerinde onu bekleyen Darius'un kontrolünde havada süzülüyordu. Ne yapacağını bilemez halde haykırmaya başladı. O sırada Gondor komutanının tek bir emriyle binlerce ok Meneldur'a doğru uçuşa geçti. Çaresizce ellerini yüzüne siper etmeye çalıştı; fakat onları kontrol edemiyordu. Artık üzerine gelen okların çıkardığı hışırtıyı da duyabiliyordu...

Meneldur, üzerinde yattığı rahatsız at arabasında korkuyla sıçradı. Bir an nerede olduğunu anlayamadı. Gondor askerlerinin ağaçların arasından çıkıp üzerine atlayacağını sandı. Sonra hafızası canlanmaya başladı. kalp atışı yavaşladı. yüzündeki gerilme kaybolup yerini Meneldur'un sakin hatlarına bıraktı.

Derin bir nefes alıp kafasını yeniden çürümüş tahta kenarlıklara yasladı. Gördüğü korkunç bir rüyaydı. Kimse onun geldiğinden haberdar olamazdı;fakat tamamen boş beklemedikleri de bir gerçekti. Meneldur'un kaybettiği her saniye tehlikeyi biraz daha büyütüyordu.

İki gündür şehre girmek için Alatriel'i bekliyorlardı. İki gündür orclar nöbetleşe yolu gözlüyor, Meneldur da etrafta dolaşıp ağaçları inceliyor ve işine yarayabilecek bitkilerden topluyordu.

Kafasını yukarı çevirip ağaçların yemyeşil yapraklarına ve onların arasından gözüken mavi gökyüzüne baktı. Eğer o sırada iki orc nöbet sırası hakkında kavga ediyor olmasalardı, Meneldur'un kafasındaki tik-tak lar duyulabilirdi. Üstlendiği görev gerçekten zordu ve şimdi Alatriel'in gecikmesi yüzünden sahip oldukları küçük şansı bile kaybediyorlardı.

Kararını vererek ayağa kalktı. Çevik bir hareketle arabanın üzerinden yere atladı. Orclar kavga etmeyi bırakıp ona baktılar. Bir şey söylemek üzere olduğunu anlamışlardı.


"Öğlen vaktine kadar bekleyip şehre ilerliyoruz. Siz nöbet tutmaya devam edin. "

Orclar şehre ilerleme lafını duyunca hem hayret hem de korkuyla bakmışlardı Meneldur'a. Bir tanesi:

"Ama ,ama...biz...nasıl?" Diye kekeledi. Meneldur ise güven verici kararlı bir tonla:

"Siz orasını düşünmeyin."
Diye cevapladı orcları.

Gitmeden önce sürekli aklında olan bir şeyi yapmaya karar verdi. Meneldur'un ilersi için çok daha büyük planları vardı. Eğer bu görevini tamamlayabilirse sahip olacağı bin beşyüz orc da bu planı için harika bir temel sağlıyordu. Yeniden orclara döndü ve elini daha ahmak olanına doğrultarak:


"Sen! Nöbet sırası sanıyorum sendeydi. Haydi nöbet yerine! Ve sen, sen de buraya yaklaş. Sana önemli bir şey için ihtiyacım var."

Her iki orc da tedirgin olmuştu; fakat uysalca dediğini yaptılar. Yanına çağırdığı orc kuşkuyla Meneldur'u süzüyordu. Meneldur, oldukça sakin bir şekilde:

"Senin kanını istiyorum." dedi. ve orcun yüzünün korkuyla çarpıldığını görünce gülerek ekledi:
"Sadece birkaç damla. Ayrıca bunu mükafatlandıracağım."
Dedi ve çantasından, en irilerinen üç parça kurutulmuş et çıkardı. Artık orc un ilgisini çektiği belliydi. Çantasından küçük bir de bıçak çıkartıp orc a kolunu uzatmasını söyledi. Orc un tedirgin bakışları eşliğinde, kolunda çok derin olmayan bir kesik oluşturup. Simsiyah kanın, bıçağın üzerine akmasını bekledi.

İstediğini alınca etleri orc a verdi. Orc etleri aldığı an vahşice kemirmeye başladı. Meneldur ona tiksintiyle baktı. Bir hayvan bile yemeğini bu şekilde yemezdi.

Artık kan ile ilgilenebilirdi. Bir eline bıçağı, bir eline asasını alıp yere çömeldi. Kanı yavaşça asasının başına damlattı. Asa kanı emiyor gibiydi. Bu sırada Meneldur'un gözleri de kızarmaya başladı. Fakat bu canlı bir kırmızı değildi. Sanki hastalık taşıyormuş gibi, pis bir kırmızıydı.

Meneldur'un asayı tutan eli de kızarmıştı şimdi. Meneldur verdiği güçlü bir nefesle havaya siyah bir duman üfledi. Asasına tutunarak ayağa kalktı. Yorulmuştu; fakat istediğini de almıştı. Orc ların yapısını öğrenmeye çalışmıştı. Onların nasıl olup da hayat bulduklarını... Ve artık öğrenmişti. Artık önünde sadece bir engel kalmıştı.

Öğlene kadar biraz dinlenebilmek için yeniden at arabasına tırmandı. Değerli zamanını daha fazla israf etmeyecek olmanın verdiği rahatlama ile derin bir uykuya daldı.
Valanimoth Meneldur
Valanimoth Meneldur
Isengard Büyücüsü
Isengard Büyücüsü

Mesaj Sayısı : 78
Kayıt tarihi : 27/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz